Mayıs 3, 2024

PoderyGloria

Podery Gloria'da Türkiye'den ve dünyadan siyaset, iş dünyası

[OPINION] Türkiye’nin 15 Temmuz’u ve Rusya’nın Wagner İsyanı

15 Temmuz darbesi

16 Temmuz 2016 İstanbul’da Boğaziçi Köprüsü’nde askeri bir mevziin ele geçirilmesinin ardından gerçekleştirilen darbe girişiminin ardından halk bir askeri tankın tepesinde duruyor ve kutlama yapıyor. AFP

Ali Tincer *

Birkaç hafta önce, Wagner birliği Rostov-on-Don’u ele geçirip Moskova’ya yürümekle tehdit ettiğinde, bir kriz Rusya’yı temelden sarsmıştı. Dramanın sonucunun hala belirsiz göründüğü bir dönemde, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kremlin’i aradı ve Vladimir Putin’e desteğini dile getirdi.

Pek çok Türk yorumcu, silahlı kuvvetler içindeki bir fraksiyonun Erdoğan’ı devirmeye çalıştığı Temmuz 2016’da Türkiye’nin başarısız askeri darbesiyle paralellikler kurmakta gecikmedi. Hareket, Erdoğan’ın yazılı özrüne rağmen Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde bir Rus askeri uçağını düşürmesinin ardından Ankara ile Moskova arasındaki ilişkilerin hala gergin olduğu bir zamanda geldi.

Türkiye dışından gelen haberlere yorum yapmaya gelince, biz Türkler, dünyaya ulusal dinamiklerimizin merceğinden bakmamızı sağlayarak muhakememizi çarpıtan ve Erdoğan’ı en sert şekilde eleştirenleri de kapsayan ırkçılığa eğilimliyiz. Bu nedenle çoğumuz, Temmuz 2016 darbe girişiminin Türk muhalifler tarafından büyük ölçüde Erdoğan ve rejimi tarafından düzenlenen bir darbe olarak algılanıp algılanmadığını, Wagner ayaklanmasının Kremlin tarafından düzenlenen bir tür yanıltıcı operasyon olup olmadığını merak etmek zorunda kalıyoruz.

İsterlerse ‘neden’ yerine ‘neden’ diye sorarlar.

Politikacılar genellikle halkı ve dünyayı kandırmaktan çekinmezler. Demokrasi liderleri için bu, her şeyden çok bir zeka sorunudur. Otokratlar için her şey motivasyonla ilgili.

Bu dosya fotoğrafında, Group Wagner üyeleri, 24 Haziran 2023’te Rostov-on-Don’daki üslerine dönmek için Güney Askeri Bölge karargahından ayrılmaya hazırlanıyor. AFP

Putin’in, ülkesinin Ukrayna’da Vietnam tarzı, yanlış hesaplanmış bir askeri kabusa battığı bir dönemde, yaygın bir uluslararası düşmanlık karşısında neden böyle bir iç fay hattının dünyaya teşhir edilmesine izin verdiği sorusu kolay değil. bir. cevaplamak. Oysa Erdoğan’ın durumunda, kendisi ve bazı yönetici seçkinleri raporlar 15 Temmuz “Gerekli” olduğu açıkça kabul edilen bir miktar.

Erdoğan’ın sonsuz intikamı ve Putin’in gönülsüz tavizi

Erdoğan, darbe girişimine, her taraftan eleştirenleri hedef alarak ve olağanüstü hal ilan ederek, zaten kırılgan olan hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının kalıntılarını önümüzdeki iki yıl boyunca ortadan kaldırarak yanıt verdi.

Putin, Wagner krizini savaş gazileri için bir af ilan ederek halletti, gerçi bazı savaşçılar Rus askeri helikopterlerini düşürerek ağın liderinin serbestçe faaliyet göstermesine izin verdi.

Erdoğan dengelendi, Putin zayıfladı

Erdoğan, Temmuz 2016 olayından bu yana Türk nüfusunun geniş kesimleri arasında tanrısal bir popülariteye sahip tartışmasız lider olarak ortaya çıktı ve en önemli sivil ve örgütlü muhalefeti temsil eden inanca dayalı Gülen hareketini etkin bir şekilde ortadan kaldırdı ve Türkiye’deki ordunun itibarını sarstı. Sivil siyasete karşı uzun bir muhalefet geleneği vardı.

Wagner olayı, Putin’in Rusya’daki yönetiminin sonunu getirmese de, Rusya gözlemcileri genel olarak bunun Putin’in gücünü sarstığı ve tartışmasız bir lider olarak itibarını onarılamaz şekilde zedelediği konusunda hemfikir.

Türkiye’nin 15 Temmuz darbesi gerçek ya da sahte olsun, Rusya’da yaşananlarla hiçbir ilgisi yok. Darbeler basit, ya hep ya hiç varlıklardır. Ülke tam anlamıyla savaştayken bile onları yüzüstü bırakıp hikayeyi anlatacak kadar yaşayamazsınız. Wagner’in ateşli lideri Yevgeny Prigozhin, hükümeti devirme niyetinde olmadığını ifade etti. Muhtemelen rejimde önemli bir konum elde etmek için birkaç yetkiliyi görevden almak için bir kumar oynadı. Hikaye henüz bitmedi, hayatına mal olabilir ama denediği şey kesinlikle bir komplo değil.

Yine de ayaklanma Putin’in imajında ​​gözle görülür bir iz bıraktı ve bir gün rejiminin çöküşünün erken bir işareti olarak hatırlanabilir. Erdoğan’ın 2016’daki darbe girişiminin ardından uluslararası sahnede daha iddialı bir profil çizmesine olanak tanıyan kendi ülkesindeki gücünü güçlendirmesinin aksine, Putin aynı düzeyde merkezi kontrolden yoksun olduğu ortaya çıkınca büyüsünün bir kısmını kaybedebilir. Ülke.

*Ali Dinçer daha önce Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmıştır.

Hoşuna gitti mi? Patreon’da Turkish Minute’a destek olmak için bir dakikanızı ayırın!