Haziran 18, 2024

PoderyGloria

Podery Gloria'da Türkiye'den ve dünyadan siyaset, iş dünyası

Türk Enstitüsü İran’la sinema ilişkilerini genişletmeyi sabırsızlıkla bekliyor

Türk Enstitüsü İran’la sinema ilişkilerini genişletmeyi sabırsızlıkla bekliyor

TAHRAN – Tahran’daki Yunus Emre Türk Enstitüsü, İran ile Türkiye arasında kültürel ve sinemasal alışverişi geliştirmek amacıyla film endüstrisinde ortak faaliyetleri ve ortak yapımı teşvik etmeyi hedefliyor.

Vakfın müdürü İbrahim Furkan Özdemir, Pazar günü İslam Cumhuriyeti Haber Ajansı’na (IRNA) verdiği röportajda, Türk ve İranlı sinemacılar arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

İran ve Türk sinemaları arasındaki ortak faaliyetlerin, hatta ortak yapımların yaygınlaştırılması gerektiğine inanıyor, İran Gençlik Sineması Derneği ile iş birliği yaparak buna katkı sağlamayı hedefliyoruz” dedi.

Dünya çapında 65’ten fazla ülke ve 100’den fazla şehirde kurulan Yunus Emre Enstitüsünün çeşitli kurumlarla aktif olarak kültür ve sanat faaliyetlerine katıldığını anlattı.

Vakfın Türkçe eğitiminin yanı sıra Asya, Avrupa ve Balkanlarda film festivalleri ve atölye çalışmaları da düzenlediğini sözlerine ekledi.

Türk Kültür Vakfı’nın 10 yılı aşkın süredir İranlı kültür aktivistleriyle işbirliği yaptığını, İran ve Türkiye’de çeşitli festival ve etkinliklere katıldığını belirtti.

Bu etkinliklerin bir kısmı Tahran’da gerçekleşti, bir kısmı da Kirmanşah gibi başka şehirlerde düzenlendi. Bu işbirlikleri sıklıkla İran Kültür ve İslami Rehberlik Bakanlığı ve ilgili kültür kurumlarıyla yapılan işbirliği çerçevesinde gerçekleşmiştir.

Vakfın Tahran’daki Sanal Gerçeklik ve Yapay Zeka Üzerine Son Çalıştayının büyük bir başarı olduğunu açıkladı, İstanbul Üniversitesi’nden bir profesör olan Kenan Subüüz, yeni teknolojilerin sinema üzerindeki etkisi hakkında açılış konuşması yaptı.

Yunus Emre Enstitüsünün yakın gelecekte İran’da bir kısa film festivaline, aynı zamanda Türkiye’de de bir İran kısa film festivaline ev sahipliği yapmayı planladığını belirtti.

“Vakıf, ortak faaliyetlerin ve ortak yapımların iki ülke arasında daha güçlü bağlara yol açabileceğine inanarak Türk ve İranlı film yapımcıları arasındaki kültürel alışverişi daha da teşvik etmeyi amaçlıyor.”

READ  Film eleştirisi: “Şükran Günü” Türkiye değil ama biraz baharat gerektiriyor

Özdemir’e göre Yunus Emre gibi kurumlar, Türk ve İranlı sinemacılar arasındaki uçurumun kapatılmasında önemli bir rol oynuyor. Bu kurumlar, kültürel alışveriş ve işbirliği için bir platform sağlayarak, farklı ülkelerden film yapımcıları arasında birlik duygusu yaratılmasına yardımcı olabilir.

sab/