Kasım 15, 2024

PoderyGloria

Podery Gloria'da Türkiye'den ve dünyadan siyaset, iş dünyası

Türkiye ile Çin arasındaki ilişkiler derinleşiyor: Türk ticaret hacmi artıyor

Türkiye ile Çin arasındaki ilişkiler derinleşiyor: Türk ticaret hacmi artıyor

Çin açısından, Türkiye’nin BRICS’e olan ilgisi, Pekin’in küresel konularda bölgesel güçlerle iletişim kurmasına, çok kutuplu gündemini ilerletmesine ve platformu Batılı ülkelerin katılımı olmadan gelişmekte olan güçler için lider bir organizasyona dönüştürmesine yardımcı olabilir.

Türkiye için Çin’le artan ekonomik ilişkiler, Doğu ile Batı arasındaki konumunu güçlendiriyor, dış politika esnekliğini artırıyor ve ülkenin önemli bir bölgesel güç komisyoncusu haline gelmesine yardımcı oluyor.

  • Yazar, Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde (QAFSAM) asistan araştırma görevlisidir.

İstanbul

Türk yetkililerin Çin’e yaptığı bir dizi üst düzey ziyaret, Çin ile Türkiye arasındaki diplomatik etkileşimin ve ortak çıkarların artması yönünde olumlu bir eğilime işaret ediyor. Ekonomik etkileşimdeki son gelişmeler ve uluslararası arenada büyüyen ortak zemin, her iki ülkenin de ilişkilerini kapsamlı bir şekilde güçlendirmesi için yeni fırsatlar yaratıyor.

Türkiye’deki BYD yatırımları

Ekonomik ilişkiler düzeyinde son dönemde yapılan yatırım anlaşmaları işbirliğine yeni ufuklar açmaktadır. Çin’in önde gelen elektrikli araç üreticisi Build Your Dreams’in (BYD), Türkiye’de üretim tesisi ve araştırma merkezi kurmayı planladığını da belirtmekte fayda var. Bu gelişme, ikili ilişkilerde her iki ülke için de kazan-kazan durumu yaratabilecek önemli bir adımı temsil ediyor.

BYD, Manisa’da yıllık 150 bin elektrikli ve hibrit araç üretecek yeni bir fabrika kurmak için 1 milyar dolarlık yatırım yapacağını duyurdu. 2026 yılında açılması planlanan fabrika, 5.000 işçiye istihdam sağlayacak, üretimi yerelleştirecek, yaratıcılık ekosistemini güçlendirecek ve uzun vadede ülkenin insan sermayesine önemli katkı sağlayacak. Çin için Türkiye’deki yeni fabrika, BYD’nin üretim maliyetlerini azaltmasına ve Türkiye’deki yerel pazara ulaşmasına yardımcı olacak. Üstelik AB’nin yakın zamanda Çin elektrikli araçlarına %38’e varan geçici tarifeler getirmesi ışığında, bu hareket BYD’nin elektrikli araçlarını AB’ye ihraç etmeye devam etmek için AB-Türkiye gümrük birliğinden faydalanmasına olanak tanıyor.

READ  İngiliz Hintli çift düğün yeri olarak Türkiye'nin kırsal bölgesini seçti

BYD’nin yatırımının diğer Çinli şirketlerin de Türkiye’ye yatırım yapmasına yol açması muhtemel. Örneğin Çinli otomobil üreticisi SWM, Türkiye’de otomobil üretim tesisi kurmak için başvuruda bulundu ve yıllık 50.000’in üzerinde araç üretim kapasitesi planlıyor. Ayrıca Çinli otomobil üreticisi Guangzhou Automobile Group (GAC), Türk elektrikli araç üreticisi TOGG ile potansiyel bir ortak üretim projesine ilişkin görüşmelerde bulunuyor.

İki ülke, elektrikli araç yatırımlarının ötesinde yeni enerji anlaşmalarını da görüşüyor. Mayıs 2024’te enerji işbirliğine ilişkin bir mutabakat zaptı imzaladılar; bu, Türkiye’nin Çin’i üçüncü nükleer enerji santralinin inşasına dahil etmeye çalıştığı bir dönemde özellikle önem taşıyor. Aralarında Çin Ulusal Denizaşırı Nükleer Enerji Şirketi’nin de bulunduğu Çinli şirketler, bu projeyle ilgili olarak Türkiye ile görüşmelerde bulunuyor. Ayrıca küçük modüler reaktörlerin inşası, Devlet Enerji Yatırım Kurumu ile hidrojen enerjisi projeleri ve pil üreticisi Contemporary Amperex Technology (CATL) ile enerji depolama tesislerinin inşası konusunda görüşmeler sürüyor.

Orta Koridor ve Türkiye’nin ikili ilişkileri güçlendirme fırsatı olarak BRICS grubuna katılma ilgisi

Bağlantı açısından, Çin’i Avrupa Birliği’ne bağlayan Orta Koridor’a Çin’in artan ilgisi, Türkiye ile Çin arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesi için bir başka ortak zemin oluşturuyor. Bu ilgi kısmen Rusya ile Ukrayna arasındaki savaştan ve Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarından kaynaklanmaktadır. Çin’in Gürcistan’ın Anaklia limanına yatırım yapma niyeti, koridora olan ilgisinin arttığını gösteriyor. Türkiye’nin koridordaki merkezi konumu ve onu Irak üzerinden Basra Körfezi’ne bağlayan kalkınma yolu projesi de Avrasya bağlantısında önemli bir ülke konumunu güçlendiriyor. Orta Koridor’da işbirliğinin güçlendirilmesi, yalnızca ikili ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik değil aynı zamanda koridorun verimliliğinin artırılmasına yönelik tamamlayıcı girişimlere de yol açabilir.

Büyüyen ekonomik ilişkilerin yanı sıra, uluslararası sahnede artan ortak noktalar, ikili kalkınma için başka fırsatlar da sunuyor. Türkiye’nin son zamanlarda BRICS’e gösterdiği ilgi Çin ile büyüyen bir işbirliği platformunu temsil ediyor. BRICS, Türkiye’nin Çin ve diğer üye ülkelerle etkileşimini artırması, gelişmekte olan pazarlarda yeni ihracat fırsatlarını keşfetmesi, çok kutupluluğun arttığı bir dönemde dış politika ağını genişletmesi ve dış politikasını Doğu ile Batı arasında dengelemesi için potansiyel bir yol sunuyor. Çin açısından, Türkiye’nin BRICS’e olan ilgisi, Pekin’in küresel konularda bölgesel güçlerle etkileşime geçmesine, çok kutuplu gündemini ilerletmesine ve platformu Batılı ülkelerin katılımı olmadan gelişmekte olan güçler için lider bir kuruluşa dönüştürmesine yardımcı olabilir.

READ  Japonya, tartışmalı Fukushima sularını önümüzdeki ay serbest bırakmaya başlayabilir

Her iki ülkenin de Gazze konusunda benzer yaklaşımı var

Uluslararası sistemde istikrarsızlığın arttığı bir ortamda, Türkiye ve Çin’in Gazze’deki çatışmaya yönelik benzer yaklaşımları, kritik konulardaki yakınlaşmaya dikkat çekiyor. İki devletli çözüme, ateşkese ve insani yardıma verdikleri destek, angajmanın temelini oluşturuyor ve onları bölgede gerilimlerin azaltılmasında ve barışın desteklenmesinde yapıcı roller oynayabilecek bir konuma getiriyor.

Ekonomik gelişmelere ve uluslararası sahnedeki yakınlaşma işaretlerine rağmen, iki ülke arasındaki ticaret dengesizliği, ilişkilerin daha da güçlendirilmesinin önünde büyük bir engel olmaya devam ediyor. Türkiye’nin 2023 yılında Çin’den 44,9 milyar dolarlık mal ithal etmesine karşın yalnızca 3,3 milyar dolarlık ihracat yapması, ticarette Çin lehine açık bir fark olduğunu ortaya koyuyor.

Ancak Çinli yetkililer, Türkiye’nin ihracatını artırmanın ve sürdürülebilir ticari ilişkiyi sürdürmenin yollarını araştırdıklarını belirtti. Türkiye, Çin’den potansiyel ithalat için 2.000 üründen oluşan bir liste sundu ve Türkiye ile Urumçi arasında direkt uçuşlar kurulmasını önerdi. Bu adımlar, iki ülke arasındaki ticaret dengesizliğini gidermeye yönelik devam eden tartışmaları ve potansiyel önlemleri yansıtıyor.

Genel olarak, son gelişmeler her iki ülke için de yeni fırsatlar yaratıyor. Türkiye için Çin ile artan ekonomik ilişkiler, Doğu ile Batı arasındaki konumunu güçlendiriyor, dış politika esnekliğini artırıyor ve ülkenin önemli bir bölgesel arabulucuya dönüşmesine yardımcı oluyor. Ayrıca Çin’le gelişen ilişkiler Ankara’nın Avrupa Birliği nezdindeki nüfuzunu artırarak Türkiye’nin stratejik önemini artırıyor. Bu dinamik, yalnızca Çin’den değil aynı zamanda Avrupa Birliği’nden de yeni yatırımları teşvik edebilir; çünkü her biri pazar payını artırmaya ve birbirinin etkisini dengelemeye çalışmaktadır.

Çin açısından Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi Pekin’in iç pazardaki konumunu güçlendiriyor ve elektrikli araç sektöründe avantaj sağlıyor. Dahası, bu ilişkiler Çin’in AB’ye ihracat rotalarını çeşitlendirmesine ve Çin elektrikli araçlarına yönelik gümrük vergisi risklerini azaltmasına yardımcı oluyor. Uzun vadede, Çin’in ticaret dengesizliğini ve yeni yatırımlarını ele alması, Türkiye’nin ekonomik kaygılarını hafifletebilir ve dengeli ve sürdürülebilir bir ilişkiyi daha da teşvik edebilir.

READ  Gerçekler: Türkiye seçimleri 2023: Bilmeniz gerekenler

*Bu makalede ifade edilen görüşler yalnızca yazara ait olup, Anadolu Ajansı’nın yayın politikasını yansıtmayabilir.

Anadolu Ajansı’nın internet sitesinde, AA Haber Yayın Sistemi (HAS) abonelerine sunulan haberlerin kısa bir kısmı yer alıyor. Abonelik seçenekleri için lütfen bizimle iletişime geçin.