Kasım 24, 2024

PoderyGloria

Podery Gloria'da Türkiye'den ve dünyadan siyaset, iş dünyası

Türkiye BRICS’e bakıyor, Avrupa Birliği’ni dinliyor

Türkiye BRICS’e bakıyor, Avrupa Birliği’ni dinliyor

Türkiye’nin BRICS grubuna üyeliğine eleştiri

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın bir televizyon programında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecini tamamlamış olsaydı BRICS grubu gibi fırsatlarla uğraşmayacağını söylemesi ve Türkiye’nin her iki tarafla da dans ettiği tasviri olumsuz imaj oluşturuyor Türk dış politikasının[1] Fidan’ın açıklaması elbette sadece bir açıklama değil; Bu aynı zamanda Türkiye’nin iç kamuoyu tartışmalarının da bir yansımasıdır. Örneğin Cumhuriyet Halk Partisi lideri Özgür Özel (Türkçe: Özgür Özel), Cumhuriyet Partisi’nin sonu geldi Türkiye’nin ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye’yi on yıl içinde Avrupa Birliği’ne üye yapma sözü verdi.[2] Türk kamuoyunun BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü’ne karşı kullandığı iki temel argüman var. Birincisi, Türkiye BRICS’e ve Şangay İşbirliği Örgütü’ne yönelerek demokratik yönetimden çıkıp “otoriter” bir modele doğru ilerliyor.[3] İkinci argüman ise Türkiye ekonomisinin Batı ile entegre olduğu ve Asya ekonomileriyle ticaretinde kayıplara uğradığıdır. Ayrıca Türkiye ne yazık ki Şangay İşbirliği Örgütü’nü ve BRICS grubunu Batı’ya karşı kullanılacak bir kart olarak görüyor. Türkiye’nin NATO’daki yetmiş beş yıllık geçmişine ve Avrupa Birliği üyeliğine aday olarak elli yıllık yolculuğunu da eklersek, Türkiye, Batı kampıyla birlikte hareket edememe sorunu yaşıyor. Türkiye, NATO’da kötü çocuk olarak görülüyor ve Avrupa Birliği’nin tanınmayan aday üye statüsüne sahip. Buna rağmen Türkiye 1945’ten bu yana Batı takıntılı bir dış politika izlemektedir. Bu nedenle Türkiye’deki mevcut siyasi iktidar, Batı’nın izleyeceği ŞİÖ ve BRICS kartlarını kullanarak Batı ile ilişkilerini ileriye taşımak gibi takıntılı bir düşünceye sahiptir. reaksiyonlar. Ancak ne yazık ki hükümetin izlediği bu politika, Türkiye’yi Batı ile ittifakının kaçınılmaz bir gereklilik olduğuna ikna etme konusundaki kazanılmış bir beceriksizliği temsil ettiği gibi, aynı zamanda Türkiye’nin Doğu ile ittifakına dair şüpheleri de artırıyor. Ancak bu yazımda Türk kamuoyunda BRICS grubuna karşı öne sürülen iki temel argüman üzerinde duracağım ve bu iki argümanın gerçeği yansıtmadığını kanıtlamaya çalışacağım.

READ  100 yaşındaki Laconia kadını şov dünyasında kadınların yolunu açtı

Argüman 1: Türkiye ekonomisi Batı’ya bağımlı ve Türkiye’nin BRICS ülkeleriyle ticaret açığı var

Türkiye’nin Çin ve Rusya ile ticaret açığının büyük olduğu doğru. Rusya’nın Türkiye’den ithalatı 2023 yılında yaklaşık 45,5 milyar doları buldu. Çin’in Türkiye’ye ithalatı yaklaşık 45 milyar doları buldu. Ayrıca 2023 yılında Türkiye’nin Rusya’ya ihracatı yaklaşık 10,9 milyar dolar, Çin’e ihracatı ise yaklaşık 3,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Böylece Türkiye, 2023 yılında Rusya ile ticaretinde yaklaşık 35 milyar dolar, Çin ile ticaretinde ise yaklaşık 42 milyar dolar açık verecek. Ancak bu konunun başka bir boyutu daha var. Türkiye’nin Çin’den ithal ettiği ürünlerin birçoğu, Türkiye’nin ihracatına aracı olarak kullanılmakta veya üretimde kullanılan makinelerin ithalatından oluşmaktadır. Örneğin 2023 verilerine göre Türkiye’nin Çin’den yaptığı ithalatın yüzde 46,2’sini makine ithalatı oluşturuyor. Bunu %18,3 ile kimyasallar, %9,5 ile demir çelik ve %7,4 ile diğer tüketim malları ithalatı takip etti. Yani Çin’den ithal ettiği Türk ürünlerinin birçoğu ihracata girdi sağlıyor. Ayrıca Türkiye’nin Batı’dan iki ila beş kat daha pahalıya aldığı daha ucuz makinelerin Çin’den alınmasıyla ucuz üretim sağlanıyor.

kaynak: Türkiye Ticaret Bakanlığı[4]

Türkiye’nin Rusya’dan ithalatında ise enerji ağırlıklıdır. Örneğin Türkiye’nin doğalgaz, petrol ve kömür ithalatının yüzde 50’ye yakını Rusya’dan geliyor.[5] Türkiye, enerji ihtiyacının %84’ünü doğalgaz, petrol ve kömürden elde etmekte ve bunun sonucunda satın alınan enerji Türkiye’nin üretiminde kullanılmaktadır. Ayrıca Türkiye’nin Rusya ile nükleer enerjiden inşaat ve turizme kadar derin ikili ticari ilişkileri bulunmaktadır. Örneğin 2023 yılında Türkiye’nin AB’den ithalatının %28’i otomobildi. Bunu kimyasallar, giysiler, elektronik ürünler ve demir-çelik takip ediyor.[6] Kısacası Türkiye’nin Batı’dan ithal ettiği ürünlerin büyük bir kısmı mamul ürünlerdir.

Argüman 2: BRICS, demokratik olmayan ülkelerden oluşan bir gruptur ve Türkiye, Avrupa Birliği’ni terk ederek demokrasiyi terk etmektedir.

Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü ve BRICS’e üyeliği gündeme geldiğinde Türk kamuoyunda tartışmalar başlıyor. Bazı Türk medyası Batı demokrasisini överken, Asya’nın “otoriter rejimlerin” merkezi olduğunu vurguluyor. Nitekim büyük bir çoğunluk, Türkiye ekonomisindeki daralmanın ve yatırım eksikliğinin Türkiye’nin demokrasiden uzaklaşmasının sonucu olduğunu iddia ediyor. Ama bu algı Batı medyasının Türkiye’ye empoze ettiği bir argümandır. Örneğin Time dergisi 2013 yılında “Erdoğan Yolunda” başlıklı kapağında Erdoğan’ı laik, demokrat ve Batı yanlısı olarak resmetmişti.[7] Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinin gerginleştiği 2018’de aynı dergi, Vladimir Putin, Recep Tayyip Erdoğan, Viktor Orban ve Rodrigo Duterte’yi kapağına çıkarmış ve Erdoğan’ı “Yükselişin Yükselişi” başlığıyla otoriter liderler kategorisine yerleştirmişti. Güçlü adam.”[8] 2019’da Dışişleri dergisi de benzer bir karşılaştırmayı Erdoğan’la, Xi’yle, Putin’le, Erdoğan’la, Orban’la, Duterte’yle “Şimdi Otoriterlik” başlığıyla yapmıştı.[9] Atlantic, 2021’de “Kötü Adamlar Kazanır” başlığı altında başka bir benzetme sunmaya devam etti.[10] ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramovich, Türkiye’nin Erdoğan sayesinde her zamankinden daha demokratik hale geldiğini söyledi.[11] Özellikle Türkiye’deki gazeteciler, akademisyenler ve politika yapıcılar bu Batılı medya kuruluşlarını takip ediyor.

READ  Türk ekonomisinin karşı karşıya olduğu zorluklar

Ayrıca Batı’nın demokrasi anlayışı maalesef gerçeklerle örtüşmemektedir. Örneğin ABD’de siyahilere (George Floyd) ve göçmenlere, Avrupa Birliği’nde ise Ortadoğu’dan gelen göçmenlere karşı aşırı sağcı söylemler ve partiler her geçen gün artıyor. Öte yandan Batılı ülkeler, bırakın sivillere yönelik haksız savaşı durdurmak şöyle dursun, devam eden Gazze savaşı nedeniyle ne yazık ki İsrail’e herhangi bir yaptırım uygulama konusunda da başarısız oldu. Ancak BRICS ülkeleri Filistin’in yanında yer aldı ve barış için çalıştı. Hatta Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerde Filistinlilerin protestolarına polis müdahalesi bile yaşanıyor. Bir başka örnek ise Fransa’da Türkiye’de bile görmediğimiz yüksek akaryakıt fiyatlarını eleştiren sarı yelekli protestolarına polisin sert müdahalesi. Kısacası demokratik ülkeler gibi görünen Batı’da insan hakları ve ifade özgürlüğünün Türkiye ve BRICS ülkelerinin çok ilerisinde olmadığı görülüyor.

çözüm

Türkiye ekonomisinin Batı’ya bağımlı olduğu ve BRICS ülkeleriyle ticaret nedeniyle zarar ettiği iddiası ne yazık ki göründüğü gibi değil. Türkiye’nin özellikle Rusya ve Çin ile ticareti olumsuz olsa da bu iki ülke, Türkiye’nin diğer ülkelere ihracatına ara malı, makine ve enerji sağlamakta ve dolayısıyla Türkiye’nin diğer ülkelere ihracatında önemli rol oynamaktadır. Batı’nın Türkiye’yi BRICS’e yönelerek otoriterleştiği yönündeki eleştirilerinin temel nedeni, Batı ile ilişkilerinde yaşanan durgunluk nedeniyle Türkiye’nin Asya’daki gelişmekte olan ekonomilerle iş birliğini geliştirmesini engellemeye yönelik bir algı oluşturulma çabasıdır. Türkiye’nin Batı ile yakın ilişkiler içinde olduğu dönemde Türkiye’yi demokrasi olarak gösteren yayınların, Türkiye’nin Batı’dan uzaklaşmaya başlaması nedeniyle otoriterleştiğini ilan etmesi, Batı’nın ikiyüzlü tavrını göstermektedir. Ayrıca Türkiye’de cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimlere katılım oranı Batılı ülkelere göre çok daha yüksek.

Batı medyasının Türk kamuoyu üzerindeki hakimiyeti ve Türk dış politikasında Batı takıntısı, hükümeti BRICS grubuna katılma konusunda adım atma konusunda tereddüte düşürüyor. Her ne kadar hükümet BRICS grubuna katılmayı hedeflemiş olsa da Avrupa Birliği’nin önerilerini göz ardı edemez. Artık yeni dünya düzeni doğuyor. Türkiye’nin eski düzende çözüm aramayı bırakıp, yeni düzende daha kararlı adımlar atması gerekiyor.

READ  Türkiye Ön Ödemeli Kartlar ve Dijital Cüzdan Piyasaları Veri Kitabı 2022: Pazar Büyüklüğü ve Tahmini, Tüketici Davranışı ve Davranışı, Perakende Harcamaları 2016-2025

[1] TRT World, Türkiye’nin BRICS’e katılma teklifi, AB üyeliğinin gecikmesine yanıttır, https://www.trtworld.com/turkiye/turkiyes-brics-bid-is-response-to-eu-membership-delay-18210122

[2] Euronews, CHP Genel Başkanı Özgür Özil: “Hedefimiz, Avrupa Birliği’ne tam üye olmuş bir Türkiye’dir” https://tr.euronews.com/2024/09/17/chp-genel-baskani-ozgur- ozel- abi-geriorose-erime-yuzono-altınduroroz

[3] Amerika’nın Sesi, Türk BRICS ülkelerinin “Ekili Oynama” desteği olarak değerlendiriliyor, https://www.voaturkce.com/a/turkiyenin-brics-uyeligi-basvurusu-ikili-oynama-olarak-degerlendiriliyor/7788701.html Örneğin; Cumhuriyet, BRICS, https://www.cumhuriyet.com.tr/dunya/brics-kardan-cok-zarar-getirebilir-2245088

[4] Türkiye Ticaret Bakanlığı, Chen Ulke Profili, https://ticaret.gov.tr/data/5f3b925713b876ea88e4c9c4/CHC%20_Ulke_Profili_%202024.pdf#page=14.08

[5] Francesco Siccardi, Türk Dış Politikasının Enerji Etkenlerini Anlamak, https://carnegieendowment.org/research/2024/02/understanding-the-energy-drivers-of-turkeys-foreign-policy?lang=ar¢er=russia- Avrasya

[6] Türkiye İhracatçılar Meclisi, Avrupa Birliği Bilgi Notu, Mayıs 2024, https://tim.org.tr/files/downloads/Ulke_Bilgi_Notları/AB%20Ülke%20Bilgi%20Notu.pdf

[7] TIME, Erdoğan’ın Yolu, 28 Kasım 2011, https://time100.time.com/2013/10/29/from-ataturk-to-erdogan-time-covers-turkey/slide/erdogans-way/

[8] “Güçlü adamlar” dönemi geldi. Bunun sizin için anlamı budur, https://time.com/5264170/the-strongmen-era-is-here-heres-what-it-means-for-you/

[9] Dışişleri, Şimdi Otokrasi, Eylül/Ekim 2019.

[10] Atlantik, “Otokratlar Kazanıyor” https://www.theatlantic.com/magazine/archive/2021/12/the-autocrats-are-wining/620526/

[11] Morton Abramowitz, Gerçek Recep Tayyip Erdoğan, https://www.atlanticcouncil.org/blogs/natosource/the-real-recep-tayyip-erdogan/