Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye’nin “işe ve diyaloğa açık” olduğunu söyledi.

Ankara

Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Türkiye’nin “iş ve diyaloğa açık” olduğunu belirterek, ülkenin salgın sonrası tedarik zinciri çeşitlendirmesinden ve rekabet gücünü, üretkenliği ve potansiyel büyümeyi artırmaya yönelik kapsamlı bir reform programından sağlayacağı faydaları vurguladı.

kategori = “inceleme”>

Temasının “Ortak Zemin Oluşturmak” olduğu Berlin Küresel Diyalog (BGD) 2024’te konuşan Şimşek, şunları söyledi: “Biz iş yapmaya açığız, diyaloğa da açığız.”

Şimşek, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu coğrafi zorluklara dikkat çekerek, Rusya-Ukrayna savaşının enflasyon eğilimlerini nasıl önemli ölçüde etkilediğine dikkat çekti. Türkiye birçok makroekonomik engeli aşmış olsa da enflasyon gibi bazı sorunların “çözülebilmesi için daha fazla zamana ihtiyaç duyulacağını” kabul etti.

Ekonomik koşullara ilişkin konuşan Şimşek, Türkiye’nin daha önce büyük olan cari açığının artık azaldığına dikkat çekti. Deprem harcamaları hariç bütçe açığı kontrol altına alınınca GSYİH’nın yüzde 1,6’sına geriledi.

Dünya genelinde enflasyonla mücadele eden ülkelerin deneyimlerine dayanarak Türkiye’de enflasyonun 2026 yılı sonunda tek haneli rakamlara ineceğini tahmin etti. Bu beklentiyi ekonomi yönetiminin izlediği sıkı para politikası ve mali disipline bağladı.

kategori = “inceleme”>

Şimşek, Uluslararası Para Fonu’nun bir çalışmasına dikkat çekerek, ticaretin parçalanmasının küresel GSYİH’yı yüzde 7’ye kadar azaltabileceği, bunun da Almanya ve Fransa’nın GSYİH’sına “eşdeğer” potansiyel bir etki olabileceği uyarısında bulundu.

Ticaretin parçalanma riskine rağmen Türkiye’nin esnekliğine vurgu yapan Şimşek, Avrupa Birliği ile tam gümrük birliğine işaret etti.

“Avrupa Birliği ile kurduğumuz gümrük birliği, kurallara dayalı ticaret yapmamızı garanti ediyor. Yani bir anlamda dostuz. Avrupa Birliği ile dostane ilişkilere gelince, gümrük birliği Avrupa Birliği’ni komşularımız haline getiriyor. Orta Asya’da, Balkanlarda ya da Kuzey Afrika’da ya da Orta Doğu’da onları dost olarak görüyoruz.”

Yakın ulaşımın faydalarından bahseden Şimşek, Türkiye’nin pandemi sonrasında tedarik zincirini çeşitlendirmenin faydasını gördüğünü kaydetti.

Şöyle ekledi: “Coğrafi olarak Türkiye, dünyanın merkezi gibidir: Avrupa’ya yakınız ve hızla gelişen bir mahalleyiz. Ve tabii ki, son derece rekabetçi bir demografik yapıdan ve vasıflı bir iş gücünden faydalanıyoruz.”

Şimşek ayrıca, Türkiye’nin son yirmi yılda 70 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım çektiğini, bunun da dostluk kazanmanın uzun vadeli avantajlarını gösterdiğini vurguladı.

kategori = “inceleme”>

“Avrupalı ​​arkadaşlar”

Şimşek, Türkiye’nin yüksek borç seviyelerinden “zarar görmediğini” vurguladı. Özel sektör, hane halkı, şirketler ve devlet borçları da dahil olmak üzere küresel borç oranının “GSYH’nin yaklaşık %330’u” olduğunu açıkladı. Buna karşılık, “gelişmekte olan piyasalarda bu oran yüzde 250 civarında, Türkiye’de ise yüzde 99 civarında.

Şimşek, verimlilik sorunlarının yanı sıra yüksek küresel borç seviyelerini, ticaretin parçalanmışlığını ve elverişsiz demografik özellikleri küresel büyümeyi engelleyen faktörler olarak belirledi.

Şimşek, Türkiye’nin “1,3 trilyon dolar” milli gelire sahip “büyük bir ekonomi” olduğunu ve reel GSYİH büyüme oranının son 20 yılda ortalama “yüzde 5,5 civarında” olduğunu kaydetti.

kategori = “inceleme”>

Bakanlığın, Türkiye’yi ekonomik şoklara karşı daha dayanıklı hale getirme yönündeki çalışmalarının devam ettiğini belirtti.

Şöyle ekledi: “Rekabet gücünü, üretkenliği ve büyüme potansiyelini artırmaya yönelik kapsamlı bir reform programımız var. Şimşek sözlerini şöyle tamamladı: “Biz sadece bölgemizde değil, Avrupalı ​​dostlarımızla iş yapmaya, diyaloğa ve yeniden etkileşime açığız.”