Nisan 23, 2024

PoderyGloria

Podery Gloria'da Türkiye'den ve dünyadan siyaset, iş dünyası

İstanbul etkinliği Almanya’nın Türk diasporasının geçmişini ve geleceğini tartışıyor

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile İstanbul’da Türk-Alman Üniversitesi tarafından Pazartesi günü ortaklaşa düzenlenen sempozyum, Almanya’daki Türk diasporasının karşılaştığı zorluklara ve ilk toplu göçün ardından Avrupa ülkesinde nasıl bir gidişatına ışık tuttu. .

“Almanya’da 60 Yıllık Türk Varlığı” sempozyumu, Türkiye ile Almanya arasında geçen yıl başlayan ve 2022’de de devam eden “misafir işçiler” anlaşmasının yıl dönümü vesilesiyle YTB’nin düzenlediği etkinliklerle düzenlenen etkinlikler arasında yer alıyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’ya ekonomisini canlandırmaya yardımcı olmak için akın eden küçük işçi grupları, sayıları 3 milyonu aşarak on yıllar boyunca ülkedeki en büyük göçmen topluluğu haline geldi.

Etkinlikte göçün ilk yılları, gurbetçi Türklerin Alman toplumuna sosyopolitik katkıları ve karşılaştıkları güncel sorunlara yönelik çözümler tartışıldı. Açılış konuşmasında Abdullah Eren, Almanya’daki Türklerin artık Almanya’da sağlıktan müziğe ve spora kadar her alanda güçlü bir varlığa sahip olduklarını söyledi. “Türk toplumu Almanya’nın ekonomik ve endüstriyel gelişiminde kritik, hatta kurucu bir rol oynadı ve artık Almanya’nın vazgeçilmez bir parçası” dedi.

Almanya’daki Türk toplumunun başarılarının “eşit ve aktif vatandaşlık, aktif siyasi katılım, eğitim, anadilini kullanma ve benzeri yönlerden haklarından bağımsız olmadığını ve bu alanlarda karşılaştıkları sorunlara ihtiyaç duyduklarını belirtti. ele alınsın.”

Eren, Almanya’da 4 bin 700 civarında Türk sivil toplum kuruluşunun bulunduğunu ve yeni nesillerin sosyalleşmesine yardımcı olduklarını söyledi. YTB’nin kendilerine kapasite geliştirme konusunda yardımcı olduğunu ve bu kuruluşların ana dillerinde eğitim, ayrımcılıkla mücadele gibi alanlarda daha koordineli bir şekilde çalışmalarını umduğunu söyledi. Göçmenlerin Alman nüfusunun yaklaşık %26’sını oluşturmasına rağmen, siyasi katılım ve temsillerinin hala istenilen düzeyde olmadığını sözlerine ekledi ve bunu sağlayacak mekanizmaların oluşturulmasının kaçınılmaz olduğunu sözlerine ekledi.

Türk-Alman Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Halil Akkanat, 60 yıl önceki göçün Türk ve Alman toplumlarını güçlendirdiğini söyledi. O zamanlar Türk nüfusunun Almanya’nın ayrılmaz bir parçası olacağını kimse tahmin edemezdi” dedi. Akkanat, Almanya’daki Türklerin toplumla “uyum” aşamasını geçerek sonraki yıllarda topluma katkı sağlamaya başladığını ve üçüncü ve dördüncü kuşaklarla birlikte Türk göçünün bir başarı hikayesine dönüştüğünü kaydetti.

Türk asıllı Almanya Meclis Başkanı Aydan Özoğuz, sempozyuma video mesajıyla, yıllar önce imzalanan iş gücü anlaşmasının Almanya’yı çok değiştirdiğini ancak yine de Türk-Alman ilişkilerini güçlendirmek için daha fazla insana ihtiyaçları olduğunu söyledi. Özoğuz, Alman toplumunun yazarları arasında haberci RNA (mRNA) COVID-19 aşısının geliştiricileri Uğur Şahin ve Özlem Türeci’yi gösterdi. Almanya’nın çok sayıda göçmen aldığını ancak göçmenlerin entegrasyon konusunda herhangi bir sorun yaşamadıklarını vurguladı. “Yine de burada yaşayan, Almanya ile bütünleşen ve ülkeye katkı sağlayan insanların siyasette bu kadar aktif olmasını umuyoruz. Bir kişinin Alman Parlamentosu’na girmesi (göçten sonra) 30 yıl sürdü” dedi.

Günlük Sabah Bülteni

Türkiye’de, bölgesinde ve dünyada neler olup bittiğini takip edin.

İstediğiniz zaman abonelikten çıkabilirsiniz. Kaydolarak Kullanım Koşullarımızı ve Gizlilik Politikamızı kabul etmiş olursunuz. Bu site reCAPTCHA tarafından korunmaktadır ve Google Gizlilik Politikası ve Hizmet Şartları geçerlidir.