Almanya uzun yıllardan beri Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı ve en büyük yabancı yatırımcısı olmuştur. Almanya’da üç milyondan fazla Türk kökenli insan yaşıyor.
Bugün, Almanya ile Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasından 100 yıl sonra, iki ülke arasındaki ilişkiler karmaşıklığını sürdürüyor. Uygulamalı Türkiye Çalışmaları Merkezi’nde (CATS) siyaset bilimci olan Jens Bastian, ilişkinin “çok katmanlı” olduğunu söylüyor.
Bastian, DW’ye şöyle konuştu: “Bu sadece Ankara ve Berlin’deki hükümet elitleriyle açıklanamaz. Almanya’daki Türk toplumu da siyasi, ekonomik, kültürel ve sportif anlamda ikili ilişkilerde önemli bir faktör.”
En yüksek siyasi düzeyde çatışma
Bastian’a göre “iş dünyası dernekleri ve özel şirketler birlikte çalışıyor, yerel yönetimler de şehir ortaklıkları bağlamında birlikte çalışıyor.”
Ancak ulusal düzeyde durum çok farklıdır. Temmuz 2024’ün başlarında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkesinin Avrupa futbolu sırasında Hollanda’ya karşı oynadığı maça katılmak için kendiliğinden Berlin’e gitti.
Ziyareti diplomatik skandalların yaşandığı bir dönemde gerçekleşti. Bir Türk milli oyuncu, aşırı sağcı Ülkücü hareketinin kullandığı el hareketi ile sahada “kurt selamı” yaptı. Hareketin siyasi kanadı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) müttefiki.
Aşırı sağcılar, Türk mitolojisindeki gri kurda atıfta bulunarak kurdun kendilerinin simgesi olduğunu iddia etti. El-Kuku hareketinin ideolojisi, Alman yetkililer tarafından aşırı milliyetçi, Yahudi karşıtı ve ırkçı ve Kürt, Ermeni, Yahudi ve Hıristiyan nüfusa düşman olarak görülüyordu. Gri kurt hareketi Avusturya’da yasal olarak yasak, Almanya’da ise yasak ama benzer bir yasak tartışılıyor.
Çok sayıda Alman siyasetçi futbolcunun bu hareketine öfkesini dile getirdi. Büyükelçiler çağrıldı ve Türkiye, Almanya’yı yabancı düşmanlığı nedeniyle eleştirdi.
Anlaşmazlıklar – özellikle İsrail konusunda
Bu anlaşmazlıklar ilk kez olmuyor. Hamas’ın İsrail’e yönelik terör saldırısından sadece birkaç hafta sonra başkanlık sarayına yaptığı ziyarette Erdoğan açıkça İsrail aleyhinde konuştu. Daha önce onları “faşizm” ve “savaş suçları” ile suçlamıştı.
Olaf Scholz, konuğu Hamas’ı bir “kurtuluş örgütü” olarak tanımladığında ve Almanya’yı İsrail’e karşı “psikolojik suçluluk duygusuyla” suçladığında yanında durdu.
Sholes sessiz kaldı. Daha sonraki eleştirmenlerin söylediği gibi çok sessiz. Şansölye, “Mevcut çatışma konusunda belirli bir dereceye kadar farklı görüşlere sahip olduğumuz bir sır değil.” diye yanıtladı. Bu yüzden konuşmamız gerektiğini söyledi. “Özellikle bu zor zamanlarda birbirimizle doğrudan iletişim kurmamız gerekiyor.”
Almanya ve Türkiye’nin birbirine ihtiyacı var
İki lider 19 Ekim’de İstanbul’da bir araya gelecek. Siyaset bilimci Harkan Aslı Aksoy’a göre konuşulacak çok şey olacak. DW’ye verdiği demeçte, “Ortadoğu ihtilafına ilişkin karşıt görüşlere rağmen Ankara ile Berlin arasında birçok anlaşma var.” “Sonuçta her iki tarafın da siyasi ve ekonomik olarak birbirine ihtiyacı var.”
Bir Alman hükümet sözcüsü göç, Ukrayna’daki savaş ve ekonomik konuları tartışacak.
Türkiye, Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden yeniden dünya pazarına ulaşmasında önemli bir rol oynadı. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı sona erdirmenin yollarını bulmak amacıyla Türkiye’nin de dahil olacağı uluslararası bir temas grubu kurulması yönünde haftalardır görüşmeler sürüyor.
Almanya Başbakanı aynı zamanda Türkiye’yi AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırım politikasına uymaya ikna etmeyi de umuyor. Jens Bastian, “Şansölye Scholes, bunun AB ile gümrük birliğinin şartı olduğunu açıkça belirtmeli” dedi.
Berlin ile Ankara arasında sığınma anlaşması mı?
Göç konusunda Scholz, reddedilen Türk sığınmacıların Türkiye’ye nasıl iade edileceği sorusuna mutlaka değinecektir. Türkiye, Suriye ve Afganistan’ın ardından Almanya’da en çok sığınmacının geldiği üçüncü ülke konumunda.
Siyaset bilimci Harkan Aslı Aksoy, Türkiye’den reddedilen sığınmacıların çoğunun Kürt azınlıktan olduğunu söylüyor. “Berlin ile Ankara arasında her hafta 500 sığınmacının sınır dışı edilmesine yol açabilecek bir sığınma anlaşmasından bahsediliyor.” Ancak bu konuda Türkiye’den resmi bir doğrulama gelmedi.
AB, 2016 yılında Türkiye ile, Türkiye üzerinden düzensiz yollarla Yunanistan’a giren sığınmacıların Türkiye’ye geri gönderilmesine izin veren bir anlaşmaya vardı. Avrupa Birliği, Türkiye’deki mültecilerin bakımı için Türkiye’ye yaklaşık 10 milyar avro (10,8 milyar dolar) ödedi; bunların 3,6 milyonu Suriyeli.
Göçmen ve mülteciler hâlâ Yunanistan’a ulaşmaya çalışsa da sayıları azaldı. Siyaset bilimci Jens Bastian bunu Türk ve Yunan sınır yetkililerinin şu anda ikili işbirliği yapmasına bağlıyor. “Genel olarak bakıldığında, göç ve mülteciler açısından AB düzeyinde yeni bir ‘Türkiye anlaşması’ müzakeresinden ziyade ikili anlaşmalara odaklanıldığı görülüyor.
Türkiye Eurofighters’ı satın almak istiyor
Scholz ile Erdoğan arasındaki görüşmede mutlaka gündeme gelecek konulardan biri de silah satışı olacak. Türkiye, hava kuvvetlerini 40 Eurofighter ile modernize etmek istiyor. Almanya, İspanya, İngiltere ve İtalya tarafından ortak üretildiği için dört ülkenin de satın almayı kabul etmesi gerekiyor. Ancak şimdiye kadar sadece İspanya ve İngiltere buna yeşil ışık yaktı.
Erdoğan, 2023 yılının sonlarında Berlin’de yaptığı konuşmada, “NATO müttefikimiz Almanya’nın askeri teçhizat, sanayi ve ihracat konusunda mutlaka kararlı önlemler alması gerekiyor.” dedi.
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki askeri saldırısının ardından, Almanya’nın Türkiye’ye silah ihracatı 2019 yılında önemli ölçüde kısıtlandı. Bu arada Almanya hükümetinin kısıtlamaları hafiflettiği bildirildi. Weekly Der Spiegel, Almanya’nın Türkiye’ye en az 236 milyon Euro (256 milyon $) değerinde silah teslimatının Eylül 2024’te onaylandığını bildirdi. Bunlara uçaksavar füzeleri ve torpidolar da dahildir.
Siyaset bilimci Harkan Aslı Aksoy, Almanya’nın artık Eurofighter’a yeşil ışık yakmasını bekliyor.
Bu makalenin orijinali Almanca olarak yazılmıştır.
Hazır buradayken: Her Salı günü DW editörleri Alman siyasetinde ve toplumunda olup bitenleri özetliyor. Berlin Briefing’in haftalık e-posta bültenine buradan kaydolabilirsiniz.
“Gıda öncüsü. Tutkulu baş belası. Kahve fanatiği. Genel analist. Sertifikalı içerik yaratıcısı. Yaşam boyu müzik uzmanı. Alkol uzmanı.”
More Stories
Butterball, Şükran Günü hindisi pişirmenin en kötü kısmını çok daha kolay hale getiriyor – LocalNews8.com
Türkiye: Otobüs kazasında 7 kişi öldü, 33 kişi yaralandı
Hindilerle Öğretim – Sabah Ag Klipleri