Kuiper Kuşağı’ndaki yeni nesneler düşündüğümüzden daha uzakta bulunuyor

Bu nesneler, güneş sisteminin heliosferinin kenarına yakın bir yerde bulunur ve burada yıldızlararası uzaya doğru hareket ederler. Heliosfer, güneş sistemimizin etrafında bir kabarcık oluşturan yüklü parçacıkların veya güneş rüzgarının akışından oluşur. Güneş’in manyetik alanıyla birleştiğinde bu bizi dış kozmik radyasyondan korur.

Yeni nesneler, Güneş’in manyetik alanının gücünün bozulmaya başladığı yerde bulunuyor. Yörüngeleri bazen onları yıldızlararası ortamdan gelen yoğun kozmik radyasyona maruz kalacakları heliosferin ötesine taşıyacak kadar uzakta olabilirler. Bu, güneş rüzgârına maruz kalmalarıyla birleştiğinde bileşimlerini etkileyerek onları daha yakındaki Kuiper Kuşağı nesnelerinden farklı kılabilir.

Her ne kadar bu şeylerin yakından neye benzediğini bilmek şu an için imkansız olsa da, bunlar hakkında nasıl düşünebiliriz? Fraser’ın bir fikri var.

“Tahmin etmem gerekirse muhtemelen kırmızı, koyu renkli olur ve Kuiper Kuşağı’nda çok yaygın olan yüzeyde su buzundan yoksun olurdu” dedi. “Bu nesnelerin cüce gezegen Sedna’ya çok benzeyeceğini düşünüyorum, ancak daha da egzotik görünebilirler.”

Birçok Kuiper Kuşağı nesnesi, organik kimyasallarının kozmik radyasyona maruz kalması nedeniyle koyu kırmızımsı bir renge sahiptir. Bu, söz konusu kimyasallardaki hidrojen bağlarını kırıyor, uzaya çok fazla hidrojen salıyor ve ışınlandığı süre uzadıkça daha da kırmızılaşan, geride amorf bir organik çamur bırakıyor.

Fraser ayrıca bu nesnelerin yüzey suyu buzunun bulunmadığını, çünkü uzaktaki Kuiper Kuşağı nesnelerinin (yeni keşfedilen nesneler kadar uzakta olmasa da) gözlemlerde bunun belirtilerini göstermediğini öne sürüyor. Kuiper Kuşağı’nda su buzu yaygın olsa da, bu nesnelerin kırmızı dış yüzeylerinin altında su buzu saklıyor olabileceği düşünülüyor.