Kasım 22, 2024

PoderyGloria

Podery Gloria'da Türkiye'den ve dünyadan siyaset, iş dünyası

Dışişleri Bakan Yardımcısı: Türkiye’nin Avrupa Birliği’ndeki hedefi “kör aşk” değil

Dışişleri Bakan Yardımcısı: Türkiye’nin Avrupa Birliği’ndeki hedefi “kör aşk” değil

Ülkenin blokla ilişkilerden sorumlu üst düzey diplomatı Salı günü yaptığı açıklamada, Türkiye’nin AB üyeliğine giden yolunun bir “kör aşk” meselesi olmadığını söyledi.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı, Türkiye’nin AB’ye katılım hedefinin “çıkar ve egemenlik meselesi” olduğunu söyleyerek, üyeliğin bir seçenek değil, bir zorunluluk olduğunu da sözlerine ekledi.

Türkiye’nin egemenliğini ve çıkarlarını daha üst düzeyde korumayı hedefliyorsa, bunu AB üyeliğine katılarak ve karar alma mekanizmasının bir parçası olarak, Türkiye’nin merkezinde Konya’nın ev sahipliğinde sanal bir toplantıda gerçekleştirebileceğini söyledi.

Türkiye, Avrupa Birliği’ne tam üye olmak istiyor. Bu bizim için önemli” dedi.

Türkiye’nin önemli bir tarihi ve coğrafi geçmişe sahip Avrupa’nın en büyük ekonomilerinden birine sahip olduğuna dikkat çeken Kaymakçı, “Bu karar alma sürecinde yer almamız gerekiyor. Bizim için bu bir seçenek değil, bir zorunluluktur.”

Son yıllardaki bazı büyük anlaşmazlıkların ardından, hem AB hem de Türkiye geçen yıl olumlu bir gündem belirleme niyetlerini dile getirdiler, ancak daha fazla çaba ve eyleme ihtiyaç var. Türkiye, Avrupa’nın bir parçası olduğunu ve geleceğini Avrupa Birliği’nde gördüğünü yineleyerek, tam üyelik için çalışmaya devam edeceğini de sözlerine ekledi. Türk yetkililer ayrıca ilerleme umduklarını ve bloğun bu amaçla kararlı adımlar atmasını beklediklerini söylediler.

AB liderleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Başkanı’nı kabul etmesinin ardından, bloğun Türkiye ile özellikle ekonomik işbirliği ve göç alanlarında somut ve olumlu bir gündemi desteklemeye hazır olduğunu söyledi. Avrupa Komisyonu Ursula von der Leyen, geçen yıl artan gerilimlerin ardından ikili ilişkileri görüşmek ve ileriye dönük bir yol aramak için Ankara’da bulunuyor.

Türkiye ve Avrupa Birliği, Mart 2016’da insan tacirlerine karşı daha sert önlemler alarak ve Türkiye’deki yaklaşık 4 milyon Suriyeli mültecinin koşullarını iyileştirerek Ege Denizi’ndeki düzensiz göçü caydırmayı amaçlayan bir mülteci anlaşması imzaladı. Türkiye, göçmen geçişlerinin sayısının düşmesinin anlaşmadaki payını desteklediğini gösterdiğini, ancak AB’nin vize serbestisi ve mülteciler için mali yardım da dahil olmak üzere yarısını tutmadığını söyledi.

READ  Uluslararası seyahatin dönüşüyle ​​birlikte, koronavirüs aşıları üzerinde kafa karışıklığı hüküm sürüyor

Türkiye, birlik ile en uzun geçmişe ve en uzun müzakere sürecine sahip ülkedir. Ülke, Avrupa Birliği’nin öncülü olan Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile 1964 yılında bir ortaklık anlaşması imzaladı ve bu, genellikle sonunda aday olmanın ilk adımı oldu. Türkiye 1987 yılında resmi adaylığını sunduğunda, aday ülke statüsünün verilmesi için 1999 yılına kadar beklemek zorunda kaldı. Ancak müzakerelere başlamak için Türkiye’nin 2005’e kadar altı yıl daha beklemesi gerekti, bu diğer adaylara kıyasla oldukça uzun bir süreç. O zamandan beri süreç durmuş görünüyor.

Günlük Sabah Bülteni

Türkiye’de, bölgesinde ve dünyada olup bitenlerden haberdar olun.

İstediğiniz zaman abonelikten çıkabilirsiniz. Kaydolarak Kullanım Koşullarımızı ve Gizlilik Politikamızı kabul etmiş olursunuz. Bu site reCAPTCHA tarafından korunmaktadır ve Google Gizlilik Politikası ve Hizmet Şartları geçerlidir.