Kasım 14, 2024

PoderyGloria

Podery Gloria'da Türkiye'den ve dünyadan siyaset, iş dünyası

1960’larda Türkiye’de sinemacılığı anlatan bir film

Film yapımcılığına bir aşk mektubu olan “Eğlenceli Bir Film”, 1960’lı yıllarda geçen, yarım asır önce Türkiye’deki film yapımcılığına nostaljik ve komik bir bakış sunan ve iki arkadaşın çocukluk hayalleri olan film yapma hayallerinin peşinden koşmalarını konu alan bir film.

Pek çok sinemasever Amir Khalilzadeh adını duymamış olabilir ancak çalışmalarına kesinlikle aşinadır. Çok sayıda reklam ve müzik videosunun üretken bir yönetmenidir. Halilzade’nin çalışmalarına örnek olarak 1990’lı yıllarda Türk telekomünikasyon şirketi “Mohaber Kart”ın ünlü şarkıcı Mustafa Sandal’la birlikte çektiği reklamlar veya şarkıcı Hades’in “Deli Öcalan” (Çılgın Çocuk) şarkısının klibi verilebilir.

Aynı zamanda Aram Guliuz’la birlikte yönetmenliğini üstlendiği geçen yılki çocuk macera filmi “Çılgın Kamp”ın da yönetmenliğini yapıyor. Sonbahar film sezonunun başlangıcını müjdeleyen bu hafta pek çok Türk filmi gösterime girecek. Yeni filmler arasında sinema ve televizyon dünyasının önemli isimlerinin rol aldığı, yönetmen Halilzadeh’in “Müthiş Bir Film”i de yer alıyor.

“Müthiş Bir Film”, sinemacılığa bir aşk mektubu, yarım yüzyıl önce Türkiye’de sinemaya nostaljik ve komedi dolu bir bakış. 1950’lerden 1970’lere kadar film yapımcılığı, çoğu stüdyonun ve ekibin bulunduğu İstanbul’daki sokakla eş anlamlıydı. Yeşilgam Caddesi, Türk sinemasının en parlak döneminde 350 filme ulaşıyor.

1960’larda geçen film, iki arkadaşın çocukluk hayalleri olan film yapma hayallerinin peşinden koşmasını konu alıyor. İkili, Yeşilgam kasabasına doğru yola çıktıklarında işler düşündüklerinden daha karmaşık bir hal alır. Yeşilçam kasabasının ve elli yıl önceki Türk film endüstrisinin bu yeniden yaratımı, Halilzadeh’in reklam ve video becerisi sayesinde renkli olsa da çoğunlukla kurgusal bir ortamdır.


2000’li yıllarda film yapımıyla ilgili şiirler

“Muthış Film”, Türk sinemasının takipçilerine merhum yönetmen Ahmet Uluçay’ın 2004 yapımı ilk filmi “Karpuz Kabuğu Kayıkları”nı hatırlatacak. Oluçay’ın Ege Bölgesi’ndeki çocukluk köyünde geçen film, 1960’lı yıllarda iki gencin gözünden sinema tutkusuna dokunaklı bir bakış ve bir büyüme hikâyesi anlatıyor.

READ  Koreli ünlüler Türkiye ve Suriye'ye yardım için para bağışlamaya devam ediyor

Biri karpuz satıcısının, diğeri berberin yanında çalışan iki çocuk, yerel sinema salonundan terk edilmiş filmleri toplayıp, yaptıkları projektörle duvara yansıtmaya çalışarak film yapımcılığına dalıyor. Köyde elektrik olmadığı için çocuklar köylüleri eğlendirmek için jeneratör kullanıyor. “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” genel anlamda Uluçay’ın çocukluğuna dayanıyor.

Yönetmen Oluchai’nin ilk uzun metrajlı filmi, 2000’li yıllarda izleyicileri perde arkasına götüren, filmler ve film yapımcılığı hakkında hikayeler anlatan pek çok filmden biriydi. Emre Akay ve Hasan Yalaz’ın 2007 yapımı Tuğra Kaftancıoğlu filmi, seçkin izleyici kitlesiyle günümüze kadar tartışma yaratmaya devam ediyor.

Gerçekçi bir belgesel tarzında çekilen, kurgu ile gerçekliğin harmanlandığı film, başkalarını gizlice gözlemleyen ve onların da başkalarını gizlice gözlemleyen hevesli ve gerçek hayattaki film yapımcılarını konu alıyor. Bir Tuğra Kaftancıoğlu Filmi’nin kalbinde ise filmi benzersiz bir ilgi uyandıran film yapan ana karakter, sınırsız yönetmen var.


Dostoyevski ve Tarkovski

Film yapımcılığına dair unutulmaz bir filmden bir diğer kurmaca yönetmen, ünlü yönetmen Zeki Demirkoboz’un 2003 yapımı, yönetmenin “Karanlık Öyküler” üçlemesinin son filmi olan “Bekleme Odası”nın ana karakteridir. Yönetmen, yazar, yapımcı, görüntü yönetmeni ve editör olan Demirkuboz, aynı zamanda Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sını uyarlama umuduyla depresif bir yönetmen olarak başrolü üstleniyor.

Film, yönetmenin kendisini gündelik yaşamdan soyutlaması ve beyazperdede kendisine ait kılmaya çalıştığı anlatının içinde umutsuzca yaşamaya çalışmasıyla birbiriyle örtüşen iki alternatif gerçeklik yaratıyor. Film, üçlemenin ve söz konusu romanın adından da anlaşılacağı gibi, yönetmenin yaratıcılık arayışına daha karanlık bir bakış sunuyor.

Bir film yapımcısının yaratıcılık arayışının güncel bir örneği Neden Tarkovsky Olamıyorum? Yönetmenliğini Murat Düzgunoğlu’nun yaptığı, 2014.

Film, genç bir televizyon programı ve reklam yönetmenini ve onun rol modeli olan efsanevi Sovyet/Rus yönetmen Andrei Tarkovsky’ye benzeme takıntısını, filmin kahramanının Tarkovsky’nin açılış sahnesinde kendisini kahraman olarak hayal etmesine kadar takip ediyor. “Takipçi.”

READ  Milli Savunma Bakanlığı Azerbaycan'ı destekleyen bir film yayınladı [PHOTO/VIDEO]

Film yapımcıları ve yönetmenler ekrandan bakmaya devam ediyor.